püskürteç ne demek?
- Sıvıları ve toz durumundaki maddeleri gaz veya toz durumunda saçmaya, atmaya yarayan tulumba veya körük biçimindeki aygıt, pülverizatör.
- Sprey.
- Bir özdeği çok ince damlacıklar ya da parçacıklar durumunda püsküren araç.
- Bir özdeği çok ince damlacıklar ya da parçacıklar durumunda püsküren araç.
- Kimi patlamasız motorlardaki püskürtme dizgesinin, yakıtı yanma odası içine püskürtenpüskürteç gövdesiyle memesinden oluşan bölümü.
- Spray can.
- Spray gun.
- Sputterer.
- Pulverizer.
- Injector.
- Spray.
- Atomizer.
- Aerosol.
- Zerstäuber
- Einspritzdüse mit Düsenhalter
- Pulvérisateur
- Injecteur
püskürteç denet aygıtı
- Püskürteçte, püskürtme basıncını ölçmeğe yarayan bası ölçerli aygıt.
- Nozzle tester.
- Düsenprüfgeraete
püskürteç gövdesi
- Püskürtecin, motor kafasına tutturulan, dış tarafında yakıt borularını, iç tarafında memeyi taşıyan ana bölümü.
- Nozzle holder.
- Düsenhalter
- Porteinjecteur