püskürme ne demek?
- Sık ve tek tek benekler durumunda.
- Yanardağın, duman, kül ve lav çıkarması, indifa.
- Püskürmek işi.
- Bkz. yanardağpüskürmesi.
Eruption.
Spraying sth from one's mouth.
Blowing.
Splatter.
Pulverizing.
Sprinkling.
Ejection.
Effusion.
püskürme bacası
- Ağzı honiyi andıran, az çok uzun bir silindir biçiminde, içi tüflerle dolupüskürme bacası. (Güney Afrika'da bunlar, içinde elmas kristalleri bulunan ve kimberlit denilen tüflerle doludur.)
Pipe.
Diatrem
Pipe, cheminée
püskürme benli
- Bir arada irili ufaklı benleri olan.