pürüzlü ne demek?
- Pürüzü olan.
- Boğuk ve bozuk (ses)
Sesi hâlâ pürüzlü idi.
H. Taner - Karışık, güç (durum, iş)
Mesele pürüzlüdür, bir skandal hâlini almasından korkulur.
R. H. Karay - Scabr.
- Asperity.
- Gnarled.
- Rough.
- Rugged.
- Shaggy.
- Uneven.
- Beset with difficulties.
- Difficult.
- Knotty.
- Marked with snags.
- Teased.
- Faulty.
- Barbed.
- Ragged.
pürüzlü şey
- Rough
pürüzlü yüzey
- Girintili ve çıkıntılı yapısından dolayı, parmak ve avuç izini oluşturan kalıntıların tespit edilmesinin zor olduğu yüzey.
- Düzgün olmayan, kaba görünüşlü yüzey.
- Orange peel effect.