orijinal ne demek?
Kökeni: Fransızca
- Özgün
Teslim, bu orijinal isimli kadın, dayımın emektar aşçısıdır.
R. H. KarayZira ki biz, orijinal mevzulara teması şiar edinmişiz.
N. Hikmet - Fabrikası tarafından yapılmış olan, taklit olmayan (araç ve gereç).
- Otantik.
- Alışılagelenden daha değişik, şaşırtıcı nitelikte olan
Ankara ikliminin en orijinal tarafını ısıda buluruz.
F. R. Atay - Bk. özgün evirim
- Fr. Bir şeyin aslı.
- Tuhaf, garib hali olan.
- Original.
- Inventive.
- Prototype.
- Authentic.
- Unusual.
- Different.
- Institutional copy.
özgün
- Yalnız kendine özgü bir nitelik taşıyan, orijinal
- Bir buluş sonucu olan, nitelikleri bakımından benzerlerinden ayrı ve üstün olan.
- Çeviri olmayan, asıl olan (metin).
- Original.
- Individual.
- Distinctive.
- Unique.
- Genuine.
- Characteristic.
- Inventive.
özgün evirim
- Yabancı bir filmin başka bir dilde sözlendirilmemiş eşlemi; çevrildiği dildeki eşlemi. Sözlendirilmiş evirimin karşıtı.
- Original version.
- Version originale
orijinal eser
- Bk. özgün yapıt
orijinal fatura
- Bk. kesin fatura
- Bk. özgün satımca