olgunlaştırmak ne demek?
- Olgun duruma getirmek.
- Mature.
- Ripen.
- Season.
- Mellow.
- To ripen.
- To mature.
- To mellow.
- To mature sb / sth.
- To bring to maturity.
olgun
- Kamil.
- Yenecek duruma gelmiş meyve.
- Bilgi, görgü ve hoşgörüsü gereği kadar gelişmiş, ağırbaşlı kimse.
- Büyüme ve gelişmesini tamamlayarak ergin evreye ulaşmış.
- Hlk. Veteriner hekimliği folklorunda sıcak ve yumuşak apse.
- Bilgi, görgü ve hoşgörüsü gelişmiş kimse.
- Soydan gelen kimse.
- Büyüme ve gelişimini tamamlayarak ergin evreye ulaşmış, matür.
- Ripe.
- Grown.
olgunlaştırma
- Olgunlaştırmak işi.
- Yeni oluşmuş çökeleği, oluşturduğu çözelti içinde karıştırmadan, kaynama sıcaklığının biraz altındaki sıcaklıklarda bir süre bekletilerek olgunlaşma ile çökeleklerin saflığı ve parçacık boyutunun artması.
- Digestion.
- Digestion
olgunlaştırma belgesi
- Var olan bir bulguyu olgunlaştıranlara, yalnızca olgunlaştırdıkları yön için verilen belge.
- Perfection patent.
- Brevet de perfectionnement