okuma ne demek?
- Okumak işi, kıraat
- Film, mıknatıslı kuşak, mıknatıslı film gibi çeşitli gereç üzerine saptanmış optik ya da mıknatıslı sesin dinlenmesi amacıyla, bunlarınokuma kafasından geçirilmesi. TV
- Mıknatıslı görüntü kuşağının, görüntü ve ses imlerini okuyan kafadan geçirilmesi.
- Reading.
- Read.
- Study.
- Schooling.
- Perusal.
- Reproduction.
- Wiedergabe
- Reproduction
okumak
- Yazıya geçirilmiş bir metne bakarak bunu sessizce çözümleyip anlamak veya aynı zamanda seslere çevirmek
- Yazılmış bir metnin iletmek istediği şeyleri öğrenmek
- Bir konuyu öğrenmek için okulda, bir öğretmenin yanında veya yazılı şeyler üzerinde çalışmak, öğrenim görmek
- Şarkı, türkü, şiir vb.ni sesli olarak veya ezgi ile söylemek
- Bir şeyin anlamını çözmek.
- Hastalığı iyi edeceğini ileri sürerek okuyup üflemek, üfürükçülük etmek.
- Bazı belirtilerle bir anlamı, gizli bir duyguyu anlamak, kavramak
- Sövmek, küfretmek.
- Read.
- Study.
okuma anıklığı
- Okuma becerisini kazanmak ve geliştirmek için gerekli olan, zekâ ile ilişkisi bulunduğuna inanılan içsel öğrenme yeteneği.
- Reading aptitude.
okuma anıklığı testi
- Çocuğun okuma gücünü saptamaya yarayan test.
- Reading aptitude test.