okşama ne demek?
- Okşamak işi.
- Caress.
- Stroke.
- Caressing.
- Stroking.
- Endearment.
okşamak
- Sevgi, şefkat belirtisi olarak elini bir şeyin üzerinde yavaş yavaş gezdirmek veya ona hafifçe vurmak
- Hafifçe dövmek
- Bir kimseyi hoşnut etmek
- Benzemek, andırmak, hatırlatmak.
- Caress.
- Stroke.
- Fondle.
- Canoodle.
- Dandle.
- Grope.
okşamak
- Sevgi, şefkat belirtisi olarak elini bir şeyin üzerinde yavaş yavaş gezdirmek veya ona hafifçe vurmak
- Hafifçe dövmek
- Bir kimseyi hoşnut etmek
- Benzemek, andırmak, hatırlatmak.
- Caress.
- Stroke.
- Fondle.
- Canoodle.
- Dandle.
- Grope.
okşamalık
- Gönül okşayıcı özelliği olan.