ocaklı ne demek?
- Ocağı olan, içinde ocağı bulunan
Yemekten sonra evin üst katında, ocaklı bir odaya çıktık.
S. F. Abasıyanık - Ocaktan olan (yeniçeri).
- Hastalıkları, doğaüstü yöntemlerle sağaltma gücünde olduğuna inanılan erkek ya da kadın sağaltıcı, bk. halk sağaltmanlığı.
- Medicine man.
ocaklık
- Bir aileye, babadan oğla geçmesi için verilen mülk.
- Ateş yakılan yer, ocak.
- Bir yapının temelini veya çatısını oluşturan büyük kereste, temel direği.
- Mutfak.
- Baca.
- Bir yerin gelirinin, ölümünden sonra kalıtçılarına da geçmek koşuluyle, bir kimseye verilmesi yöntemi.
- Fireplace; hearthstone; chimney.
ocaklık demir
- Sheet anchor.