oğuz ne demek?
- İyi huylu kimse.
- XI. yüzyılda Harezm bölgesinde toplu olarak yaşayan ve daha sonra batıya doğru göç ederek bugünkü Türkmen, Azeri, Gagavuz ve Türkiye Türklerinin aslını oluşturan büyük bir Türk boyu.
- Mübarek, saf ve iyi yaratılışlı.
- Sağlam, gürbüz, güçlü delikanlı.
- Temiz kalpli, dost, iyi arkadaş.
- Kır adamı, köylü.
- Saf, deneyimsiz kimse.
- Türklerin en büyük boylarından birinin ve bu boydan olan kimselerin adı.
- Anlayışı kıt, bön.
iyi
- İstenilen, beğenilen nitelikleri taşıyan, beğenilecek biçimde olan, kötü karşıtı
- Bol, yararlı, kazançlı.
- Çok.
- Uğurlu, hayırlı, iyilik getiren.
- Esen, sağlıklı.
- Yerinde, uygun.
- Yeterli, yetecek miktarda olan
- Öğrencinin değerlendirilmesinde kullanılan orta ile pekiyi arasındaki not.
- (Geniş anlamında) a. İşe yarar, ereğine, özüne uygun, doğru yapılmış; doğasına uygun. b. İstenmeğe değer olan. c. Değere yönelmiş, değere ilişkin, değerle belirlenmiş, değerli.
- Ahlâkın ve ahlâk felsefesinin temel kavramı: Ahlaksal değer; ahlaksal olanın olumlu ana niteliğini gösteren özel kavram; ahlâkça değerli olan (karşıt kavramı: kötü). Ahlâk felsefesinde şu anlamlarda kullanılır: a. (Skolastikte) Tanrı'nın istemiş olduğu dünyadaki varlık düzeni ile uyum. b. (Kant'ta) İstencin, içerik bakımından değil de, yalnızca ahlâk yasasınca belirlenmiş olan biçimsel niteliği.
oğuzalp
- Kahraman oğuz.
- Oğuz-alp.
- Oğuz boyundan, yiğit, savaşçı.
oğuzata
- Oğuz kahramanı.
- Oğuz-ata.
- Oğuz'a mensup, güçlü yiğit baba.