noktalamak ne demek?
- Nokta koymak.
- Yazıda noktalama işaretlerini yerli yerine koymak.
- Sona erdirmek, bitirmek
Tartışmayı kendisi noktalamak istiyordu.
T. Buğra - Punctuate, dot, stop, point.
- Vocalize.
nokta
- Çok küçük boyutlarda işaret, benek.
- Bazı harflerin üzerine konulan ufak işaret.
- Yer
- Konu, konu ile ilgili önemli bölüm
- Nöbetçi bulunan yer.
- Nöbetçi, gözcü, bekçi
- Sınır, derece, radde.
- Cümlenin bittiğini anlatmak için sonuna konulan, küçük benek biçimindeki noktalama işareti (.).
- Uzambilgisinde tanımsız öğelerden biri.
- Belirli bir uzayın koyutlarını gerçekleyen öğelerden her biri.
noktalama
- Noktalamak işi.
- Bir filmin çekim, sahne, ayrım, bölüm vb. parçalarını birbirinden ayırmakta kullanılan işlemlerin bütünü.
- Yazının daha iyi anlaşılması için, belirli işaretlerin gereken yerlerde kullanılması: "." Nokta, "," virgül, ";" noktalı virgül, ":" iki nokta, "..." sıra noktalar, "!" ünlem işareti, "?" soru işareti, "-" çizgi (kısa, uzun) işareti, ("") tırnak işareti, ( ) ayraç, "[ ]" köşeli ayraç ,"§" çengel (paragraf) işareti vb.
- Bir filmin çekim, görünçlük, ayrım, bölüm gibi çeşitli bölünmelerini birbirinden ayırmada kullanılan yöntemlerin tümü. (Bunların başlıcaları kesme, zincirleme, kararma-açılma, silinme, silinmeli kararma ve açılma, noktalı kararma ve açılma, yıldırım geçişidir).
- Pointing.
- Punctuation.
- Filmische Zeichensetzung, Übergang, Szenenübergang
- Ponctuation
noktalama imleri
- Tümce ya da yantümcedeki türlü öğeleri birbirinden ayırmaya yarayan, nokta, virgül, noktalı virgül, iki nokta, üç nokta, soru imi, ünlem imi, ayraç vb. imler.