nevale ne demek?
- Gereken yiyecek ve içecek şeyler, azık
Halk, sırtlarında heybeleri, ellerinde nevale sepetleriyle vapura girdi.
Y. K. Beyatlı - Talih, kısmet.
- Bağış, ihsan.
- Yiyecek, içecek şey, azık.
Food.
Chow.
Food and drink.
Provisions.
Victuals.
Eats.
nevaleçin
- Yiyecek toplayan, kısmetini alan. (Osmanlıca'da yazılışı: nevale-çin)
nevaleyi düzmek
- Gerekli yiyecek ve içeceği sağlamak, sofrayı hazırlamak.
- Sofrayı hazırlamak
To provide the food.