needless to say that ne demek?

  1. Elbette

elbette

  1. Her hâlde, şüphesiz, kuşkusuz, elbet.
  2. (Te'kid edatı) Kat'i veya kat'iye yakın hükümlerde kullanılır. Yazılı sözlerde daha çok "elbet" şeklinde geçer.
  3. (en)Absolutely.
  4. (en)Certainly.
  5. (en)Definitely.
  6. (en)Precisely.
  7. (en)No wonder.
  8. (en)Doubtless.
  9. (en)Assuredly.
  10. (en)Without fail.

needless to say

  1. - olduğu apaçık-, - olduğu belli
  2. Söylemeye gerek yok

needless

  1. Gereksiz, lüzumsuz, boşuna
  2. Gereksiz, lüzumsuz, istenmeyen

to

  1. -e
  2. -e doğru, yönüne doğru, tarafına
  3. Ile
  4. -e kadar, -e değin, derecesine kadar
  5. -e dair
  6. -e nazaran, -e nispetle
  7. -e göre
  8. Hakkında, için
  9. Mak, mek (mastar edatı).
  10. -e dogru

say

  1. Düz, ince, yassı taş
  2. Çalışma, emek.
  3. Hac ibadeti sırasında Safa ile Merve tepeleri arasında gidip gelme.
  4. Düz, tabaka biçiminde, ince yassı taş.
  5. İri, büyük kaya.
  6. Arkadaş
  7. Su kaynağı.
  8. Elçi.
  9. Suyun akması.
  10. Çalışma, Çalışıp çabalama. Gayret sarfetme. Bir maksadın meydana gelmesi için elden geleni yapma. (Osmanlıca'da yazılışı: sa'y)

Türetilmiş Kelimeler (bis)

needless to sayneedlessneedless workneedlesslyneedlessly painful or hardneedlessnessneedlesneedles eyeneedleneedle and threadneedle bathneedle bearingneedle caseneedneed documentneed the spurneed toneed to know principletoto a callto a certain degreeto a conversationto a crumbto a dayto a degreeto a distanceto a faultto a great extenttt 1t 3T antijenleriT bağımlı antijen
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın