neşet etmek ne demek?
- Kaynağını bir yerden almak, doğmak.
- To originate from.
- To arise from.
neşet
- Büyüyüp kat ve kamet sahibi olmak.
- Osmanlıca'da yazılışı: neş'et.
- Neşet, 19. yy. Türk şairlerinden biri.
- Yetişmek, ileri gelmek.
- Çıkma, ileri gelme.
- Kaynak olma, bir mecradan çıkış.
- Meydana gelme, ileri gelme.
- Meydana gelmek, vücuda gelmek.
- Coming into existence.
- Emergence.
neşeti uhra
- (Bak: Neş'e-i uhra) (Osmanlıca'da yazılışı: neş'et-i uhrâ)
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
- Step.
- Say.