muzdarip etmek ne demek?
- Acı ve ızdırap vermek
Adada bulundukları haberi beni ne kadar heyecana düşürdüyse gitmeleri ihtimali de o derece muzdarip etti.
A. Gündüz
muzdarip olmak
Be a sufferer by, be a sufferer from.
muzdarip
- Sıkıntılı, ıstırap çeken. Bir tarafı sızlayan, ağrıyan.
Stricken.
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
Step.
Say.