muvafakat etmek ne demek?
- Uygun görmek, onaylamak, kabul etmek.
Sebep hep sensin, o zaman muvafakat edeydin belki bu beliyeler başıma gelmezdi.
S. M. Alus - Onamak, bir şeyi doğru bulmak, tasdik etmek.
- To consent to.
- To give one's consent to sth.
- To assent to sth.
- To agree.
- To accept.
- To accord.
- To comply.
- Accede.
- Acquiesce.
- Consent.
- Consort.
muvafakat
- Uygun görme, onama, kabul etme.
- Onam. ~ etmek: onamak.
- Uygunluk. Uymak. Anlaşmak. Karşılıklı anlaşma. Razı olma. Müsaade.
- Consent.
- Assent.
- Agreement.
- Harmony.
- Previous assent.
- Consentment.
- Accord.
muvafakatı tarafeyn
- İki tarafın razı olması. (Osmanlıca'da yazılışı: muvafakat-ı tarafeyn)
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
- Step.
- Say.