mute swan ne demek?
- Kuğu
kuğu
- Perde ayaklılardan, yaban ve evcil türleri bulunan, çok uzun ve kıvrık boyunlu, geniş gagalı, geniş kanatlı bir su kuşu (Cygnus olor).
- Kuşlar (Aves) sınıfının, kazlar (Anseriformes) takımın, Kuzey Avrupa ve Kuzey Asya'da yaşayan, Türkiye'de Ege, Marmara ve Karadeniz sahillerinde göç zamanı nehir kıyılarında görülen, tüyleri beyaz, gagası kırmızı, ayakları siyah, iri oldukları için suda yüzen fakat suya dalamayan, göçmen bir tür. Sessizkuğu kuşu.
- Yabani ve evcil türleri bulunan, çok uzun ve kıvrık boyunlu, geniş kanatlı ve geniş gagalı bir su kuşu.
- Swan.
- Mute swan.
- Pen swan, pen.
- Cob swan.
- Cygne tuberculé
- Cygnus olor
mute harbi
- Mute, Şam'a bağlı, Kudüs'e iki konak mesafede bir yerdi. Mute harbi müslümanlarla Rumlar arasında vuku bulan muharebelerin başlangıcıdır. Sebebi de Peygamber'in elçisinin öldürülmesidir. Resul-ü Ekrem Busra emiri Şürahbil bin Amr'e, ashabından Haris bin Umeyr ile bir mektub göndererek İslama davet etmişti. Haris, Mute'den geçerken Şürahbil'e tesadüf edip, elçi olduğunu bildirdi. Bunun üzerine Şürahbil, Haris'i küstahça öldürdü. Şimdiye kadar Resul-ü Ekrem'in elçilerinden hiç birisinin hayatına taarruz edilmemişti. Bunun üzerine Resul-i Ekrem üç bin kişilik bir kuvvet hazırlayıp azadlı kölesi Zeyd bin Harise'nin komutasında gönderdi.Resul-ü Ekrem : "Şayet Zeyd şehid olursa komutanlığı Cafer alsın, Cafer de şehid düşerse Abdullah bin Revaha komutan olsun!" buyurdu. Ve ordunun Haris bin Umeyr'in şehid edildiği Mute kasabasına kadar gitmesi ve orada Şürahbil ile tabiiyetinin İslama davet olunması, kabul ederlerse ne ala, kabul etmezlerse harbedilmesi Resul-ü Ekrem'in emirleri cümlesindendi. Peygamber Efendimiz bu küçük ordusunu "Seniyetülveda - Ayrılık tepesi" mevkiine kadar uğurladı.Öbür tarafta Şürahbil de bu hareketten haberdar olarak, vaziyeti tabi olduğu Kayser Hirakl'e bildirdi. Aynı zamanda Şurahbil, Vail Beni Bekir, Lahim, Cüzam gibi Arap kabilelerinden yüz bin kişilik büyük bir kuvvet hazırladı. İmparator Hirakl de bu işe önem vererek Belka'daki Meab şehrine kadar geldi. Nihayet iki ordu karşılaştı. Bu muazzam ordu karşısında üç bin kişinin ne ehemmiyeti olabilirdi. Fakat dönmek de müşkildi, felaketi mucibdi. Bu sebeple Zeyd bin Harise hemen harbe atıldı. Zeyd şehid oldu, sancağı Cafer aldı. Muharebe meydanında harikalar gösterdi, sağ eli kesildi, sancağı sol eliyle tuttu. O da kesilince kesilmiş kollarıyla sancağa sarıldı. En sonunda Cafer de şehid edildi. Sonra sancağı, Abdullah bin Revaha aldı, şiirler okuyarak harbetti, o da şehid edildi. Bunun üzerine orduda umumi bir panik ba--sğo--sterdi. Fakat Halid bin Velid askeri önledi, bu paniğin dehşetini anlattı. Bütün mucahidlerin reyleriyle komutan seçilerek sancağı eline aldı. Akşama kadar harbedildi. Mahir bir komutan olan Halid bin Velid, askeri yeni nizamda tertibledi. Sağ cenah mücahidlerini sola, soldakileri sağa, öndekileri arkaya ve arkadakileri de öne aldı. Bu suretle düşmanın her fırkası, karşısında yeni kuvvet görüyor ve İslam ordusuna imdat geldiği zannında bulunuyordu. Bunun üzerine Halid, şiddetli hücumlar yaparak düşmanı bozdu, düşmana bir hayli telef verdirdi. Düşmanın bu panik ve bozgunundan istifade ederek askerleri geri çekti ve bir bozguna uğratmadan muntazam ricat ederek salimen Medine'ye getirdi. (S.B.M.)
mute print
- Sessiz eşlem
swan
- Kuğu takımyıldızı [astr.]
- Kuğu, zool
- Yemin etmek