musi ne demek?
- Genişlendiren. Ferahlık veren.
musibet
- Ansızın gelen felaket, sıkıntı veren şey
- Uğursuz.
- Pest.
- Plague.
- Scourge.
- Calamity.
- Disaster.
- Nuisance.
- Ill-omened.
- Troublesome.
musibeti amme
- Umuma ve cemiyetin ekseriyetine gelen bela.(Bu asırdaki ehl-i İslamın fevkalade safderunluğu ve dehşetli canileri de alicenabane affetmesi; ve bir tek haseneyi, binler seyyiatı işliyen ve binler manevi ve maddi hukuk-u ibadı mahveden adamdan görse, ona bir nevi tarafdar çıkmasıdır. Bu suretle ekall-i kalil olan ehl-i dalalet ve tuğyan; safdil taraftar ile ekseriyet teşkil ederek, ekseriyetin hatasına terettüp eden musibet-i ammenin devamına ve idamesine belki teşdidine kader-i İlahiyeye fetva verirler; biz buna müstehakız derler. K.L.)(Hem alicenabane affetmek ise yalnız kendine karşı cinayetini affedebilir. Kendi hakkından vazgeçse hakkı var; yoksa başkaların hukukunu çiğniyen canilere afuvkarane bakmağa hakkı yoktur, zulme şerik olur. K.L.) (Osmanlıca'da yazılışı: musibet-i âmme)