mukabil ne demek?
- Bir şeye karşılık olarak yapılan, bir şeyin karşılığı olan
Düşmanlarla beraber Anadolu'da mukabil teşkilat yapmak üzere yetmiş beş kişi kadar göndermiş.
Atatürk - Bir şeyin karşısında bulunan.
- Karşılık olarak
Bir iki iyi habere mukabil her gün nice kaza ve bela haberleri verir.
A. Ş. Hisar - Karşılıklı
Hatta bir halıdaki mukabil iki şekilden bile biri diğerine tamamıyla müşabih değildir.
A. H. Müftüoğlu - Rağmen
Annemi çok sevmesine mukabil, teyzemle arası bozuktu.
R. N. GüntekinOraya altın parlaklığı veren guruplara mukabil buradan her sabah pırıl pırıl bir güneş doğduğunu da ben çok defalar gördüm.
A. H. Çelebi - Karşılık olan. Karşı taraf. İvaz, bedel, karşılığı.
- Opposite.
- Counter.
- In return/exchange.
- Opposing.
- Counterpart.
- Equivalent.
- In response to.
- In return for.
mukabil ağırlık
- Counterpoise
mukabil hesap
- Bk. karşı sayışım
- Bk. karşılıklı sayışım
- Contra account.