muhbir ne demek?
Kökeni: Arapça
- Haber ulaştırıcı, haber veren kimse
Genç muhbirler bu defa Hazım Aslan'ın peşinde koşuyorlardı.
Halide Edip Adıvar - Yasa dışı olan bir durumu yetkili makamlara bildiren kimse, ihbarcı.
Yeter ki bana kıymayın. Ömür boyu muhbiriniz olurum sizin.
Ahmet Ümit - Ihbar eden, ihbarcı.
- Haber veren, haberci
- Haber veren. Haberci. Haber toplayan.
- Informer.
- Mole.
- Sneak.
- Telltale.
- Blabber.
- Blab.
- Squealer.
- Stoolpigeon.
- Common informer.
- Monitor.
- News reporter / correspondent.
- Accuser.
- Messenger.
- Denunciator.
- Felon.
- Informant.
- Nightingale.
- Noser.
- Pathfinder.
- Relator.
- Reporter.
- Fink.
muhbiri sadık
- Doğru haber veren
- Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (A.S.M.) bir ismi. Diğer Peygamberlere de denebilir. Çünkü hepsi sadık, sağlam, doğru haberleri insanlara ulaştırmışlar, kendilerine bildirilenleri aynen bildirmişler, insanları doğruluğa, felaha, hakka, hakikata, imana davet etmişlerdir. (Osmanlıca'da yazılışı: muhbir-i sâdık)
muhbirlik
- Muhbir olma durumu veya muhbirin yaptığı iş.