muayene etmek ne demek?
- Bir kimsenin sağlık durumunu saptamak üzere hekimin yaptığı klinik ve laboratuvar araştırmalardan geçirmek.
Ben de hastaları muayene ettiğim küçük odada yatıp kalkacağım.
Y. K. Karaosmanoğlu - Araştırmak, incelemek.
Küçük yokuşu muayene ettim, kimseler yok.
A. Gündüz - Bk. denetlemek
Examine.
Survey.
Test.
View.
To examine.
To inspect.
To hold a post-mortem examination.
To inspect the car.
To inspect the goods.
To control.
To test.
To look.
To check.
To sample.
To survey.
To try.
To search.
To revise.
To explore.
To reconnoitre.
To overhaul.
To oversee.
To sound.
denetlemek
- Bir işin doğru ve usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığını incelemek, murakabe etmek, teftiş etmek, kontrol etmek.
- Murâkabe etmek, teftîş etmek.
- Denetleme işini gerçekleştirmek.
Censor, (ABD) breen (a.).
Check.
Control.
Audit.
Inspect.
Examine.
Supervise.
muayene etme
Going over.
muayene eden kimse
Examiner.
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
Step.
Say.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
muayene etmemuayene eden kimsemuayene çekicimuayene deligimuayene deliğimuayene durağımuayenemuayene olmakmuayene olmam gerekiyormuayene olmam gerekiyor.muayedemuabbermuabbirmuabbirınmuaccelmuaccelaneetmeketmek yapmaketmeetme bulma dünyasıetme bulursun, inleme ölürsünetme bulursun, inleye inleye ölürsünetme eyleme