muafir ne demek?
- Yavaş yürüyen kişi.
yavaş
- Dikkat et, acele etme!
- Hızlı olmayan, çabuk karşıtı.
- Yumuşak huylu, yumuşak başlı.
- Alçak, hafif.
- Alçak, hafif bir biçimde
- Hızlı olmayarak.
- Ağırbaşlı; yumuşak huylu, sakin.
- Şefkatli, sevecen.
Slow.
Gingerly.
muafiyet
- Ayrı tutulma, kendisine uygulanmama, bağışıklık.
- Bağışıklık.
- Bk. bağışıklık
Exemption.
Immunity.
Exoneration.
Dispensation.
Freedom.
Release.
Exemption bağışıklık.
muafiyet sınavı
- Eğitimde veya herhangi bir dalda bilgi birikiminin önceden yeterli olup olmadığının belirlenmesi için yapılan sınav.