mononükleer ne demek?
- Tek çekirdekli
- Tek bir çekirdeği olan. Monoenergit.
- Sadece bir çekirdeği bulunan.
- Tek çekirdekli.
- Mononuclear.
- Mononucléaire
- Nucleus: çekirdek
tek
- Eşi olmayan, biricik, yegâne
- Birbirini tamamlayan veya aynı türden olan nesnelerden her biri
- Bir kadeh içki.
- Önüne getirildiği cümleye istek ve özlem kavramı katar.
- Yalnızca.
- Hiç, hiçbir
- İki ile bölünemeyen (sayı).
- Sessiz, hareketsiz, uslu.
- Biricik, eşi olmayan.
- Koşma, seğirtme.
mononükleer fagositik sistem
- Kemik iliğinden köken alan, yüksek fagositoz yeteneğine sahip, kandaki monositlerle onların organ ve dokulara göçü sonucu oluşan makrofajlardan oluşan hücre birliği veya düzeni.
- Mononuclear phagocytic system.
mononükleer fagositler
- Makrofajlar.
- Mononuclear phagocytes.