miss ne demek?
- Özlemek
They're going to miss her greatly. / Onu çok özleyecekler.
- Iskalamak
You missed the target. / Hedefi ıskaladın.
- Vuramamak, vurmamak, isabet ettirememek veya etmemek
By some miracle the bullet missed me. / Mucize eseri kurşun bana isabet etmedi.
- Eksik olmak
- Kaçırmak (fırsat)
- Bulamamak, kaçırmak, yanlışlıkla atlamak, ele geçirememek
- Yokluğunu hissetmek, aramak
- Kaçırmak, yanlışlıkla atlamak
You've missed a number of mistakes. / Birçok hatayı gözden kaçırmışsın.
- Genç kız, evli olmayan kadın
- Nişanı vuramayış, isabet ettiremeyiş
- Başarısızlık
- Gözlemek, aramak
özlemek
- Bir kimseyi veya bir şeyi görmeyi, kavuşmayı istemek, göreceği gelmek
- Miss.
- Long for.
- Long.
- Yearn.
- Hanker.
- Hunger.
- Pant.
- Pine.
- Pine for.
miss error
- İkinci tür hata
- Iskalama hatası
miss fire
- Iskalamak