misal getirmek ne demek?
- Instance
instance
- Rica, istek
- Olay, dava
- Örnek, misal
- Kere, defa
- Misal getirmek
- Örnek ile göstermek.
- Durum, aşama
misal
- Örnek olarak alınabilen, gösterilen şey, örnek
- Benzer
- Bk. idea
- Örnek.
- Benzer, eş.
- Rüya, düş.
- Masal.
- Bir şeyin benzer hali. Benzer. Örnek.
- Example.
- Instance.
misal i hümayun
- Bk. tuğra
getirmek
- Gelmesini sağlamak
- Bir şeyi yanında veya üstünde bulundurmak.
- Erişmek veya eriştiğini sanmak.
- İleri sürmek.
- Sebep olmak, ortaya çıkarmak.
- İletmek, bildirmek
- Sağlamak
- Bir makama atamak veya seçmek.
- Bring.
- Bring along.