metreslik etmek ne demek?
- Metres olarak yaşamak
Şimdi onun bir sucuk tüccarına metreslik ettiğini söylüyorlardı.
H. Taner
metres
- Evli bir erkekle nikâhsız yaşayan kadın, kapama, kapatma, zamazingo.
- Mistress.
- Concubine.
- Paramour.
- Fancy woman.
- Kept woman.
- Leman.
- Mistress, concubine, paramour, fancy woman, kept woman, Leman
metreslik
- Metres olma durumu.
- Concubinage.
metres
- Evli bir erkekle nikâhsız yaşayan kadın, kapama, kapatma, zamazingo.
- Mistress.
- Concubine.
- Paramour.
- Fancy woman.
- Kept woman.
- Leman.
- Mistress, concubine, paramour, fancy woman, kept woman, Leman
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
- Step.
- Say.