mesken ne demek?
- Konut, ikametgâh
Bu acayip meskeninde yaz kış kalın kepeneğe sarılmış otururdu.
M. Ş. Esendal - Konut.
- Bk. konut
- Ev. Sakin olunacak yer. Hane.
Dwelling.
Habitation.
Domicile.
House.
Residence.
Tabernacle.
Legal residence.
Lodgment.
Lodging.
Private house.
Tenement.
Homestead.
Abode.
Domestic building.
Dwelling unit.
Hangout.
Home.
Inhabitancy.
Inhabited.
Living quarter.
National home.
Padho.
konut
- İnsanların içinde yaşadıkları ev, apartman vb. yer, mesken, ikametgâh
- Bir bilimin kuruluşunda temel görevi görmekle birlikte belikten daha az olma ve tanımlanmayan ilkel gerçek, koyut, postulat: Eukleides'in "Bir noktadan bir doğruya ancak bir paralel çizilebilir." yolundaki konutu gibi.
- Bk. konakçı.
- Kum çukurlarından mağaralara, kaya oyuklarından ağaç kabuklarına, siperliklerden değişik biçimdeki kulübelere, çadırlardan ağaç ve taştan yapılma evlere kadar genişleyen; insanın yatıp kalktığı, kötü havalardan, yırtıcı hayvanlardan, baskınlardan korunduğu, işinin dışında barındığı yer.
Housing.
House.
Domicil.
Domicile.
Residence.
Abode.
mesken açığı
- Bk. konut açığı
mesken arzi
Housing supply