konut ne demek?
- İnsanların içinde yaşadıkları ev, apartman vb. yer, mesken, ikametgâh
Kimsenin konutuna dokunulamaz.
Anayasa - Bir bilimin kuruluşunda temel görevi görmekle birlikte belikten daha az olma ve tanımlanmayan ilkel gerçek, koyut, postulat: Eukleides'in "Bir noktadan bir doğruya ancak bir paralel çizilebilir." yolundaki konutu gibi.
- Bk. konakçı.
- Kum çukurlarından mağaralara, kaya oyuklarından ağaç kabuklarına, siperliklerden değişik biçimdeki kulübelere, çadırlardan ağaç ve taştan yapılma evlere kadar genişleyen; insanın yatıp kalktığı, kötü havalardan, yırtıcı hayvanlardan, baskınlardan korunduğu, işinin dışında barındığı yer.
Housing.
House.
Domicil.
Domicile.
Residence.
Abode.
Condo.
Dwelling.
Habitation.
Quarters.
National home.
Residential estate.
Residential premises.
Habitation
konakçı
- Toplu olarak yapılan yolculukta konak yeri sağlamakla görevli kimse.
- Sefere çıkan askerlerin önünden gidip konak yeri sağlamakla görevli subay.
- Asalağın erginini veya gelişim evrelerinden herhangi birini taşıyan canlı, konuk.
- Sefere çıkan askerin önünden gidip konak yeri sağlamakla görevli subay.
- Asalağın erginini ya da gelişim evrelerinden herhangi birini taşıyan canlı. a. bk. arakonakçı, sonkonakçı.
- Konak.
Host.
Wirt
Hôte
Hospes
konut açığı
- Konut birimleri sayısının, konut gereksinmesi duyan ev halkı birimlerinin istemde bulundukları konut birimlerinin sayısından az olması durumu.
Housing deficit.
Déficit du patrimoine immobilier
konut açigi
Housing deficit