merkez bankası öndelikleri ne demek?
- Merkez bankasının, cari yıl bütçe gelirleri ile giderleri arasında yer ve zaman bakımından çıkan uyuşmazlıkları denkleştirmek için hazineye açtığı kısa vadeli krediler.
- Central bank advances.
merkez
- Bir ülkenin, bölgenin veya kuruluşun yönetim yeri.
- Bir işin öğretildiği yer.
- Bir işin yoğun olarak yapıldığı yer
- Belirli bir yerin ortası.
- Polis karakolu
- Biçim, durum, yol.
- Bir kapalı eğrinin veya bazı çokgenlerde köşegenlerin kesişme noktası.
- Bir dairenin veya bir küre yüzeyinin her noktasından aynı uzaklıkta bulunan iç nokta, özek.
- Özek.
- Bk. özek
merkez açı
- Köşesi çemberin merkezinde bulunan açı.
- Çemberin iki yarıçapının oluşturduğu açı.
- Central angle.
- Angle au centre
banka
- Faizle para alıp veren, kredi, iskonto, kambiyo işlemleri yapan, kasalarında para, değerli belge, eşya saklayan ve bunlardan daha başka parasal ekonomik etkinliklerde bulunan kuruluş.
- Bankacılık işleminin yapıldığı yer.
- Mevduat kabul eden, kredi açan, ulusal ve uluslararası ödemelerde aracılık, para nakli, senet iskontosu, emanet kabulü vb. hizmetleri sunan, pazarlanabilir menkul değerler gibi finansal aktifleri elinde tutan ve saymaca para yaratan finansal aracı kurum.
- İtl. Faizle para alıp veren, kredi, iskonto, kambiyo işlerini gören ticari kuruluş.Faiz dinimizde günahtır. Bankalar dar gelirlilerin paralarını faiz karşılığı toplar, zenginlere daha yüksek faizle verir. Bunlar dar gelirlilerin tasarruf ettikleri paralarla bir iş yeri açar, bir mal üretir ve bu malın fiatına, ödedikleri faizi de ekliyerek paranın asıl sahibine satarlar. Böylece bankada faiz karşılığı para yatıran dar gelirliler, kendi paralarıyla üretilen bu malları satın almakla kendi aldıkları faizden daha fazlasını yani zenginin bankaya ödediği faizi ödemiş olurlar. Hem bankacıyı, hem banka ile iş yapan ticaret erbabını kendi paralarıyla çalışmadan zengin etmiş, fiatlarını yükseltmesine ve dar gelirlilerin zulme uğramasına alet olmuş olurlar.İslama uygun olan; iş ortaklığıdır. İş adamı paralarını kullandığı insanları, paraları ölç--uşu--nde işine ortak yapmalı, karını da zararını da buna göre bölüşmelidir. Böyle olursa hem fiatlar yükselmez, hem de bir kısım insanlar zenginleşirken, diğerleri fakirleşmez.
- Banking.
- Banking house.
- Bank.
öndelik
- Yapılacak bir hizmet veya satın alınacak bir mal için anlaşmaya göre önceden ödenen miktar, avans
- Alacağına sayılmak üzere önceden yapılan ödeme.
- Advance.
- Money paid in advance.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
merkezmerkez açımerkez avrupamerkez bankasımerkez bankası avanslarımerkez bankası bağımsızlığımerkez bankası kredilerimerkez bankası parasımerkez bankasından borçlanmamerkez bataryasımerkebmerkelmerkel cellmerkel cell tumorsmerkel diskbankabanka adıbanka akseptansıbanka akseptasyonubanka avansıbankbank acceptancebank accountbank advancebank angle