measure ne demek?
- Ölçmek
Measure the height of that door right now! / O kapının yüksekliğini hemen ölç!
- Ölçü, miktar
That piece of paper measures ten centimeters by twelve centimeters. / O kağıdın ölçüleri on çarpı on iki santimetre.
- Ölçüsünü almak
The tailor is measuring me for a new suit. / Terzi yeni bir elbise için ölçümü alıyor.
- Ölçek
- Her hangi bir ölçü sistemi
- Ölçüm, ölçme
- Derece, mertebe, hudut, had
- Şiir vezni
- Tedbir, yol
- Ölçmek, tartmak, kıymet biçmek
- Kanun
- Ölçüsü olmak
- Kriter
- Karşılaştırmak
- Süzmek, dikkatle bakmak
- Uydurmak, ayarlamak
ölçmek
- En, boy, hacim, süre gibi nicelikleri kendi cinslerinden seçilmiş bir birimle karşılaştırıp kaç birim geldiklerini belirtmek
- Aşırı olmamasına dikkat etmek, kontrol etmek
- Perambulate.
- Plumb.
- Take the range.
- Measure.
- Survey.
- Clock.
- Evaluate.
- Gage.
measure from
- İlgili uzaklık
measure in
- Birimi
- Ölçü birimi