marizine kaymak ne demek?
- Üzerine çullanıp dövmek, dayak atmak.
Öyle bir şakalaşma ki yekdiğerine cidden marizine kaymaktan hiç farkı yok.
H. R. Gürpınar
mariz
- Dayak, dövme
- Hastalıklı, hasta olan.
- (Maraz. dan) Hasta. İlletli. Dertli.
- Sick.
- Sickly.
- Tanning.
mariz atmak
- Dövmek.
kaymak
- Sütün veya yoğurdun yüzünde zar durumunda toplanan, açık sarı renkli, koyu yağlı katman.
- Sütü yayvan kaplar içinde ve hafif ateşte tutarak elde edilen koyu, yağlı öz.
- Yağmur ve selden sonra toprağın üzerinde kalan özlü tabaka.
- Bir şeyin en iyi ve seçkin bölümü.
- Düz, ıslak, donmuş veya kaygan bir yüzey üzerinde sürtünerek kolayca yer değiştirmek
- Kaygan bir yüzey üzerinde birdenbire dengesini yitirmek.
- Yerini değiştirmek
- Durum değiştirmek.
- Anlamı değişmek.
- Kurtulmak.