mızıkçılık etmek ne demek?
- Mızıklanmak, oyunbozanlık etmek
Alır mıydın? Sevinir miydin? Yoksa mızıkçılık eder: Olmaz, sayım suyum yok. Siz birlik olup bana oyun ettiniz mi derdin?
H. Taner To quit as soon as things start going against him.
mızıkçılık
- Mızıkçı olma durumu, ordubozanlık, oyunbozanlık.
Not playing the game.
mızıkçı
- Çeşitli sebeplerle oyun bozan, yenilgiyi kabul etmeyen, kolayca darılan (kimse), ordubozan, oyunbozan.
Unreliable.
Unpredictable.
Poor sport.
Spoilsport.
Killjoy.
Wet blanket.
Sb who wants to quit as soon as things start going against him.
Sb who won't play the game.
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
Step.
Say.