müthiş ne demek?
Kökeni: Arapça
- Korkuya düşüren, korkunç, dehşetli.
Aradan yıllar geçti. Hâlâ o müthiş uğultu ve çatırdamayı içimden silemedim.
Necip Fazıl Kısakürek - Çok rahatsız eden, dayanılmaz
Bu müthiş yokluğa, bu derin acıya tahammül edemiyordum.
Y. K. Beyatlı - Şaşılacak kadar değişik
Birdenbire kendinde müthiş bir sükûnet, tarifsiz bir rahatlık hissetti.
Ş. Rado - "Ne şaşılacak şey" anlamında kullanılan bir söz.
- (Bak: Müdhiş)
Terrible.
Terrific.
Awful.
Almighty.
Appalling.
Colossal.
Deadly.
Devastating.
Devilish.
Dire.
Direful.
Fabulous.
Fearful.
Formidable.
Frightful.
Gee-whiz.
Helluva.
Prodigious.
Ripping.
Smashing.
Splendid.
Splendiferous.
Stunning.
Stupendous.
Superb.
Awfully.
Bloody.
Damn.
Eminently.
Exceedingly.
Fabulously.
Fantastic.
Fearsome.
Funky.
Great.
Hairy.
Incredible.
Marvellous.
Plush.
Rare.
Sensational.
Super.
Terribly.
Tragic.
Unspeakable.
Wizard.
Horrible.
Excessive.
Wonderful.
Out of this world.
Dreadful.
Criminal.
Horrendous.
Madly.
Perfect.
Unearthly.
müthiş adam
Trump.
müthiş biçimde
Almighty.