münakaşalı ne demek?
- Münakaşası olan, içinde veya üzerinde münakaşa edilen.
- Disputed.
- In dispute.
- At issue.
- Moot.
- In question.
münakaşa
- Tartışma
- Mücadele. Münazaa. Karşılıklı sözle çekişmek. Bir mes'eleyi sormayı çok ileri götürerek çekişmek. (Bak: Hakperest)(Hadis-i Şeyheyn'in ittifakına alamet olan işaretiyle bir hadis bana gösterildi. "Hadis midir, değil midir?" sual edildi.Ben dedim : Böyle mu'teber bir kitapta Şeyheyn Hadisinin ittifakına hükmeden bir zata itimad etmek lazım; demek hadistir. Fakat hadisin, Kur'an gibi bazı müteşabihatı var. Ancak havass onların manalarını bulabilir. Şu hadisin zahiri dahi, müşkilat-ı hadisin müteşabihat kısmından olmak ihtimali var, dedim. Eğer bilseydim medar-ı münakaşa olmuş, öyle kısa değil, belki böyle cevap verecektim:Evvela: Bu çeşit mesaili münakaşa etmenin birinci şartı; insaf ile, hakkı bulmak niyetiyle, inadsız bir surette, ehil olanların mabeyninde, su'-i telakkiye sebeb olmadan müzakeresi caiz olabilir. O müzakere hak için olduğuna delil şudur ki: Eğer hak, muarızın elinde zahir olsa, müteessir olmasın, belki memnun olsun; çünki bilmediği şey'i öğrendi. Eğer kendi elinde zahir olsa, fazla birşey öğrenmedi, belki gurura düşmek ihtimali var.Saniyen : Sebeb-i münakaşa, eğer hadis ise; hadisin meratibini ve vahy-i zımninin derecatını ve tekellümat-ı Nebeviyenin aksamını bilmek lazım. Avam içinde müşkilat-ı hadisiyeyi münakaşa etmek, izhar-ı fazl suretinde avukat gibi kendi sözünü doğru göstermek ve enaniyetini hakka ve insafa tercih etmek suretinde deliller aramak caiz değildir. M.)
- Argument.
- Dispute.
- Disputation.
- Altercation.
- Argumentation.
- Bickering.
- Hassle.
- Spat.
münakaşa edilebilir
- Controversial