mültezimane ne demek?
- İltizam edercesine.
iltizam
- Kayırma, bir tarafı tutma.
- Gerekli bulma.
- Kesenek.
- Kendine lazım kılma. İcrasına cehdettiği şeyi kendi üzerine vacib kılma. Mülazemet etme. Gerekli bulma.
- Tax farming.
- Partiality.
- Finding sth necessary.
- Land tenure.
mültezim
- Kesenekçi, kesimci.
- Bk. kesenekçi
- İltizam yöntemine göre kendi nam ve hesabına vergi toplama görev ve yetkisi verilen kişi.
- Bir şeyi kendi üzerine lazım eden; iltizam eden, üzerine alan, deruhte eden. Devlet hazinesine maktu, muayyen vergi verip bir kısım memleketlerin aşar gibi varidatının tahsilini üzerine alan.
- Leaseholder.
- Obligant.
- Supplier.
- Furnisher.
- Tenant of the demesne.
mültezimın
- (Mültezim. C.) Mültezimler. İltizam edenler. (Osmanlıca'da yazılışı: mültezimîn)