mükellef ne demek?
- Yükümlü.
Okul sadece kafayı değil kalbi de terbiye etmekle mükelleftir.
M. Kaplan - Eksiksiz, özenli bir biçimde yapılmış
Aralanan kapıdan girdim, mükellef fakat loş antrede Mapa kraliçesi ayakta duruyor.
R. H. Karay - Vergi vermekle yükümlü olan kimse veya kuruluş.
- Bk. vergi yükümlüsü
- Bir şeyi yapmağa mecbur olan. Vazifeli. Muvazzaf.
- Charged with.
- Obliged to.
- Liable.
- Grand.
- Sumptuous.
- Taxpayer.
- Charged with or obliged to do sth.
- Elaborate.
- Tax-payer.
- Amenable.
vergi yükümlüsü
- Vergi vermekle yükümlü gerçek veya tüzel kişi.
- Vergi vermekle yükümlü gerçek veya tüzel kişi.
- Tax payer.
- Taxpayer.
- Tax responsible.
- Ratepayer.
mükellef addetmek
- Charge
mükellef ziyafet
- Regale