müjdat ne demek?
Kökeni: Arapça
- Müjdeler, sevinçli haberler.
- İyi, müjdeli haberler.
müjde
- Sevindirici haber verileceği zaman söylenen bir söz.
- Sevindirici haber, muştu, sava, erim, beşaret.
- Muştuluk.
- Hayırlı, sevinçli bir haber getirene verilen bahşiş.
- Sevindirici haber.
- Beşaret.
- Glad news.
- Harbinger.
- Evangel.
- Glad tidings.
müjde koşturmak
- Bir muştuyu bir kimseye ivedilikle ulaştırmak.