luxuriate ne demek?
- Lüks yaşamak
- Pek çok zevk almak
- Külfetli şekilde yetişmek
- Bolluk içinde yaşamak
- Bol yetişmek
lüks
- Giyimde, eşyada, harcamada aşırı gitme, gösteriş, şatafat
- Gösterişli, şatafatlı
- Gerekli olanın sınırlarını aşan
- Aydınlatma ölçü birimi.
- Hava basınçlı bir tür petrol lambası, lüks lambası
- Lx ile gösterilen aydınlanmanın SI birim sisteminde kullanılan , 1m uzaklıkta, 1 saatde, standart Hefner mumu tarafından yayılan ışığın şiddeti .1 lx= 1 Lumen/m2= 0,0001000 .Açık havada güneş 100.000 lx ; kapalı havada güneş 300 lx ; parlak ay ışığı 70 lx ; endüşük görüş sınırı 0,000006 lx
- Lat: Aşırı süs.
- Luxurious.
- Luxe.
- Costly.
luxuriate in
- Vakit geçirmek
- Tat almak
- Tadını çıkarmak
luxuriance
- Bolluk