low ne demek?
- Düşük
- Alçak, yüksek olmayan
- Az
- Alçaktaki, aşağıdaki
- Ekvatora yakın
- Ufka yakın
- Alçak gönüllü, mütevazı
- Ucuz, adi
- Yavaş
- Hakir
- Böğürme.
- Böğürmek
düşük
- Aşağı doğru düşmüş, aşağı sarkmış.
- Az.
- Değeri azalmış.
- İktidardan düşmüş veya düşürülmüş.
- Dil bilgisi kurallarına uymayan.
- Yaşayabilecek duruma gelmeden doğan yavru, ceninisakıt, sakıt, sıkıt (II).
- Eski değer ve onurunu yitirmiş olan
- Fetusun, gebeliğin 28. haftasından önce ölümü, ve rahmin dışa atılmasıdır.
- Yavru atma.
- Fallen.
low alloy
- Düşük alaşımlı
low alloy steel
- Düşük alaşımlı çelik