load ne demek?
- Yüklemek
- Yükletmek
- Yük
- Şarj etmek
- Yük olmak, yükünü vermek
- Hediye yağdırmak
- Doldurmak
- Hile yapmak için zarı doldurmak
- Yüklenmek, üzerine yük almak
- Birine tesir ederek haksız hüküm verdirmek
- Fotoğraf makinasına film koymak
- Çok yemek, tıkabasa doldurmak (mide)
- Hayat sigortasına zam koymak
- Silah doldurmak
- Sıklet, ağırlık
- Endişe, üzüntü, kaygı
- Fikir yorgunluğu
- Silâh doldurmak için barut ve fişek
- Sıkmak
yüklemek
- Bir yere, taşınması için belli ağırlıkta eşya veya araç gereç koymak
- Bir bilgisayar, disket vb.ne gerekli bilgileri aktarmak.
- Bir yükümlülük altına sokmak, sorumlu tutmak.
- Bir suçu birinin üstüne atmak
- Bir cisme elektrik gücü vermek.
- Lay smth.
- At one's door.
- Ascribe.
- Burden.
- Charge.
load and go
- Yükle ve yürüt
load balancing
- Yük dengelemesi