lifin ne demek?
- Bk. fibrin
fibrin
- Kan ve lenf serumunda bulunan albüminli bir madde.
- Kanın pıhtılaşmasına yarayan albumin cinsinden bir madde.
- Pıhtı lifi
- Bkz. fibrinoformasyon
- Kanda pıhtılaşmadan sonra meydana gelen ve mide enzimleri ile kolayca sindirilebilen ve suda çözünmeyen bir madde.
- Kanın pıhtılaşması için gerekli, trombinin fibrinojen üzerine etkisi sonucu oluşan, sıvı ortamda erimeyen, mide enzimleriyle kolayca sindirilebilen, kanın pıhtılaşmasını sağlayan lifli, albümin cinsi bir protein.
- Kanın normal pıhtılaşması sırasında trombinin proteolitik etkisiyle fibrinojenden oluşturulan çözünmeyen bir protein.
- White, albuminous, fibrous substance, formed in the coagulation of the blood either by decomposition of fibrinogen, or from the union of fibrinogen and paraglobulin which exist separately in the blood.
- It is insoluble in water, but is readily digestible in gastric and pancreatic juice.
- The white, albuminous mass remaining after washing lean beef or other meat with water until all coloring matter is removed; the fibrous portion of the muscle tissue; flesh fibrin.
lif
- Her türlü maddeyi oluşturan çok ince ve uzun parça
- Yıkanmak için kullanılan bitki telleri demeti veya türlü ipliklerden yapılmış örgü.
- Tel.
- Sentetik veya doğal hammadde kaynaklı, ince ve ipliksi yapı.
- Bk. tel
- Kağıt, kumaş veya ip yapımında kullanılan, uzun şerit halinde bitki hücresinden veya dokusundan oluşmuş ve pamuk, yün, ipek, keten gibi doğal ham maddelerden elde edilmişse "doğal elyaf", yapay olarak hazırlanmış polimer esaslı olması halinde "yapay elyaf" veya "sun'i elyaf" terimlerinin kullanıldığı bir malzeme.
- Ham selüloz.
- Hurma çöpü.
- The fiber by which the petioles of the date palm are bound together, from which various kinds of cordage are made.
- Planar Laser Induced Fluorescence.
lif biçiminde
- Fibriform.