leke ne demek?
- Kirliliği gösteren iz
Adi madenî kol düğmeleri bunları yeşilimtırak bir leke ile kirletirdi.
A. Ş. Hisar - Bir yüzeyde türlü sebepler dolayısıyla oluşan farklı renk
Kuyruğunun ucu ile alnının orta yerinde beyaz lekeler vardı.
Ö. Seyfettin - Vücudun herhangi bir yerinde oluşan değişik renk.
- Yüz kızartacak durum, namussuzluk, kara, şaibe
Kendi vicdanında kendi durumunu düzeltmek, geçmişin lekesini yıkamak istiyordu.
H. E. Adıvar - Güneş, ay veya herhangi bir gezegenin parlak yüzeyinde görülen karanlık bölüm.
- Bir parlak yüzeyde (Ay tekeri, Güneş tekeri) görülen kara benek.
- Deride başka bir değişiklik olmadan kalıcı veya geçici olarak oluşan derideki renk değişiklikleri, makula.
- T. Benek. Kir izi.
- Stain.
- Spot.
- Blemish.
- Smirch.
- Shame.
- Attaint.
- Blob.
- Blot.
- Blotch.
- Blur.
- Cloud.
- Discoloration.
- Discolouration.
- Fleck.
- Mackle.
- Macula.
- Maculation.
- Mottle.
- Slur.
- Smear.
- Soil.
- Splodge.
- Splotch.
- Stigma.
- Taint.
- Tarnish.
- Discredit.
- Dishonour.
- Mark.
- Reproach.
- Speckle.
- Splash.
- Birthmark.
- Stain or blot on one's character or reputation.
- Defect.
- Freckle.
- Patch.
- Spot
leke bölgesi
- Güneş yüzeyinde lekelerin görüldüğü alanları içine alan yöre.
- Spot zone.
- Zone royale
leke çıkarıcı
- Spot remover.