leğançe ne demek?
- Küçük leğen, kova.
küçük
- Boyutları, benzerlerininkinden daha ufak olan, büyük karşıtı
- Yaşı daha az olan
- Niceliği az olan
- Niteliği aşağı olan, bayağı.
- Geri aşamada.
- Değersiz, önemsiz
- Büyümesini, gelişmesini henüz tamamlamış olan
- Kısık, parlak olmayan(ses)
- Small.
- Little.
leğden
- Koyun, keçi gibi hayvanların boynuzlarından yapılan urgan bükme aracı. (Geçik *Hasankale -Erzurum)
leğen
- Genellikle, içinde bir şey yıkamak için kullanılan metal veya plastikten yayvan kap
- Bütün üstün yapılı omurgalılarda, gövdenin arka veya alt ucunda bulunan, bir yandan omurganın bel bölümüyle, öte yandan bacaklarla eklemlenen kemik çatı, havsala.
- Üreterin böbrek ile birleştiği yerde genişleyen bölgesi.
- Kuyruk sokumu kemiği ile kalça kemiği arasında kalan boşluk. Pelvis.
- Pelvis.
- Pelvic.
- Basin.
- Bowl.
- Washbasin.
- Washbowl.