latife götürmek ne demek?
- Şaka kaldırmak.
Çok canım sıkkın, hiç latife götürecek halim yok.
Hiç latife götürecek hâlim yokken kendimi tutamadım, kahkahaları atmaya başladım.
S. M. Alus
şaka
- Güldürmek, eğlendirmek amacıyla karşısındakini kırmadan yapılan hareket veya söylenen söz, latife
- Joke.
- Monkeyshiness.
- Pleasantry.
- Jest.
- Badinage.
- Banter.
- Chaff.
- Drollery.
- Game.
latife
- İnsanın çok ince ve hassas olup kalbe bağlı bir duygusu.
- Söz ile iltifat.
- Şaka.
- Güldüren, tuhaf ve güzel söz.
- Yumuşak, hoş, güzel, sevimli.
- Hoş söz.
- Mizah.
- Joke.
- Leg-pul.
- Jest.
latife etmek
- Şaka yapmak.
- To joke.
götürmek
- Taşımak, ulaştırmak veya koymak
- Bir kimseyi bir yere kadar yanında yürütmek.
- Bir şeyi yakından uzağa götürmek.
- Yerinden ayırıp uzağa atmak veya yok etmek.
- Öldürmek.
- Dayanmak, katlanmak, tahammül etmek.
- Birinin yanında yürüyüp ona bir yere kadar arkadaşlık etmek.
- Bir sonuca vardırmak
- Take.
- Carry.