lahzada ne demek?
- Çabucak
Karısının yiyeceğini lahzada pişirir.
H. Z. Uşaklıgil - Instantly.
- In a snap.
çabucak
- Vakit geçirmeden, kısa bir sürede, acilen, alelacele, anında, bir anda, birden, bir hamlede, bir koşu, bir lahzada, bir solukta, çabucacık, çabuk, çabukça, çarçabuk, dakikasında, derakap, derhâl, hemen, hemencecik, hızla, hızlı, hızlı hızlı, ivedilikle, lahzada, müstacelen, palas pandıras, serian, süratle, şipşak, tez beri, tezce, tezelden, yellim yalellim
- Kısa sürede
- Kolaylıkla.
- Slippy.
- Quickly.
- Apace.
- At no time.
- In no time.
- In a snap.
- With a rush.
lahza
- Zamanın bölünemeyecek kadar kısa bir parçası, an
- 1. bir bakış, bir göz atma. 2. göz kırpacak kadar zaman an. 3. bir kez göz kırpma.
- Göz açıp kapayacak kadar kısa zaman. Bir an. En kısa zaman. Göz ucu ile bir bakış. Zaman.
- Instant.
- Second.
- The twinkling of an eye.
- Minute.
- Moment.
- Split second.
- Twinkling.
lahzacık
- Kısa bir an.