lüzumsuz ne demek?
- Gereksiz
Evin bir ucunda bir fırın, öbür ucunda bir külhan vardı ki tıpkı bu merdiven gibi lüzumsuzdu.
Y. K. Karaosmanoğlu Inutile.
Needless.
Redundant.
Superfluous.
Unnecessary.
Uncalled-for.
Superfluous gereksiz.
Unneeded.
gereksiz
- Gereği olmayan, yararsız, lüzumsuz.
- Gereği olmayan, yararsız, lüzumsuz bir biçimde
Unnecessary.
Unneeded.
Inessential.
Digressive.
Excrescent.
Gratuitous.
Idle.
Indecent.
lüzumsuz adam
- Bir iş için gereken nitelikleri taşımadığı hâlde orada görevli olarak bulunan veya avare, boş ve ilgisiz kimse.
lüzumsuz eşya
Lumber.