kundakçı ne demek?
- Yangın çıkarmak için kundak koyan kimse
Fakat ne çare ki, Rum kundakçıları tarafından baştan başa yakılıp yıkılmış.
Y. K. Karaosmanoğlu - Tüfek kundakları yapan kimse.
- Ara bozucu.
- Arsonist.
- Incendiary.
- Firebug.
- Fire-raiser.
- Gunstock maker.
- Mischief maker.
kundakçılık
- Yangın çıkarmak için kundak koyma işi.
- Ara bozuculuk.
- İçinde oturulan ya da oturulmayan ev, yapı, koru, orman, biçilmiş ürün ve yığınları, kesilmiş odun ve kereste ve benzeri nesneleri ateşe verme.
- Bernet.
- House burning.
- Incendiarism.
- Arson.
- Incendie volontaire
kundak
- Yeni doğmuş çocuğu ilk aylarda sıkıca sarıp sarmalamaya yarayan geniş bez
- Kundağa sarılmış bebek
- Saçları yemeninin içine alıp bağlama.
- Korunmak için sıkı sıkıya sarılmış şey.
- Yangın çıkarmak için bir yere konulan tutuşmuş yağlı bez parçası vb
- Tüfek gibi bazı ateşli silahlarda bunları çeşitli yönlere çevirmeye yarayan, namlunun altında bulunan ağaç veya metal bölüm
- Arabalarda dingil yatağı.
- Ara bozma, fitne, fesat.
- Namlu ve kubuza yataklık eden ve namludaki fişek ateşlendiği zaman meydana gelen geri tepmeyi omza ileten, ahşap, plastik vb. malzemeden yapılmış parça.
- Küçük çocukları sıkı bağlamaya yarıyan bezler takımı.