kuşku ile karşılamak ne demek?
- With a grain of salt.
kuşku
- Bir olguyla ilgili gerçeğin ne olduğunu kestirmemekten doğan kararsızlık, kuruntu, işkil, şüphe, acaba
- Başkalarının iyi niyet ve amaçlarını kötüye yorarak işkillenme duygusu.
- Başkalarının iyi niyet ve amaçlarını kötüye yorarak işkillenme duygusu.
- Doubt.
- Fears.
- Suspicion.
- Distrust.
- Disbelief.
- Question.
- Impeachment.
kuşku duymak
- Have doubts about, be suspicious about, be suspicious of, be doubtful of, be in doubt about, be sceptical about, be sceptical of, be skeptical about, be skeptical of, discredit.
ile
- Kelimenin sonuna geldiğinde birliktelik, beraberlik, araç, sebep veya durum anlatan cümleler yapmaya yarayan bir söz
- Bazı soyut isimlere getirildiğinde durum bildiren zarflar oluşturan bir söz.
- Cümle içinde aynı görevde bulunan iki ögeyi birbirine bağlamaya yarayan bir söz.
- By means of.
- Hereby.
- Upon.
- With.
- Together with.
- Withal.
- Plus.
karşılamak
- Dışarıdan gelen bir kimseye karşılayıcı olarak çıkmak, istikbal etmek
- Karşılık olmak, denk gelmek, tekabül etmek
- Söylenen, yapılan, bildirilen bir şeyi olumlu veya olumsuz bulmak
- Önlemek, durdurmak.
- Boksta karşı oyuncunun yumruklarını savmak.
- Meet.
- Greet.
- Welcome.
- Answer.
- Provide.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
kuşkukuşku duymakkuşku uyandırankuşku uyanmakkuşkucukuşkucu kimsekuşkucu olmayankuşkucu yanıtlayıcıkuşkuculukkuşkulandırmakuşkanadıkuşkırankuşkirazıkuşkonmazkuşkuş ağıkuş akarıkuş avcısıkuş avıileile ayniile ayni zamandaile beraberile birlikteile böbürlenenile çalışmakile disari çikile doldurmakile doluilil halkıil ilköğretim kuruluil jandarmasıil özel idareleri