koyuvermek ne demek?
- Koyvermek
Nihat'ın yuvarlanışını gördükleri zaman kısık kısık bir kahkaha koyuvermişlerdi.
P. Safa - Let go.
- Clap.
- Release.
koyvermek
- Salmak, serbest bırakmak.
- Oluruna bırakmak.
- Bir yere bırakmak, koymak.
koyuverme
- Koyuvermek, koyvermek işi.
- Başka bir özdeğin yüzeyinde ya da içinde yoğun olarak tutunan bir özdeğin salıverilmesi. Soğurum ve yüzerimin karşıtı.
- Başka bir özdeğin yüzeyinde ya da içinde yoğun olarak tutunan bir özdeğin salıverilmesi. Soğurum ve yüzerimin karşıtı.
- Desorption.
- Desorption
- Désorption
koyu
- Yoğunluğundan dolayı güç akan, sulu karşıtı.
- Rengi açık olmayan, daha belirgin, açık karşıtı
- Aşırı (davranış, düşünce vb.)
- Derin, hararetli.
- Dark.
- Deep.
- Thick.
- Dense.
- Intense.
- Saturated.