korkunç ne demek?
- Çok korkulu, korku veren, dehşete düşüren, müthiş
Bizi buraya getiren arabacı yolda birtakım korkunç şeyler söyledi.
H. R. Gürpınar - Herhangi bir özelliğiyle şaşkınlık veren.
- Çok aşırı, pek çok, güçlü, şiddetli
- Dire.
- Direful.
- Disastrous.
- Disgusting.
- Eldritch.
- Fearsome.
- Formidable.
- Ghastly.
- Ghoulish.
- Gory.
- Grim.
- Grisly.
- Gruesome.
- Hair-raiser.
- Bloodcurdling.
- Dreadful.
- Hideous.
- Horrendous.
- Horrible.
- Horrid.
- Lurid.
- Macabre.
- Scare.
- Spooky.
- Terrible.
- Terrific.
- Tragic.
- Unearthly.
- Unspeakable.
- Rightful.
- Extreme.
- Tremendous.
- Very.
- Terrifically.
- Awfully.
- Frightfully.
- Scary.
- Frightening.
- Terrifying.
- Dreadfull.
- Fearful.
- Awful.
- Frightful.
- Horrific.
- Appalling.
- Awesome.
- Cruel.
- Desperate.
korkunç ayı
- Etçiller (Carnivora) takımının, ayıgiller (Ursidae) familyasından, 215 cm kadar uzunlukta, kafası dar ve uzun, tüyleri kahverengi esmerimsi, Kuzey Amerika'da yaşayan bir tür.
- Grizzly bear.
- Ours gris
- Ursus horribilis
korkunç biçimde
- Hopelessly.