konutsal yörekent ne demek?
- Nüfusunun çalışabileceği işyeri bulunmayan, yalnız oturulan ve çalışmak üzere pek uzak olmayan kente gidilip gelinen yörekent.
- Housing suburb.
- Banlieu d'habitation
konut
- İnsanların içinde yaşadıkları ev, apartman vb. yer, mesken, ikametgâh
- Bir bilimin kuruluşunda temel görevi görmekle birlikte belikten daha az olma ve tanımlanmayan ilkel gerçek, koyut, postulat: Eukleides'in "Bir noktadan bir doğruya ancak bir paralel çizilebilir." yolundaki konutu gibi.
- Bk. konakçı.
- Kum çukurlarından mağaralara, kaya oyuklarından ağaç kabuklarına, siperliklerden değişik biçimdeki kulübelere, çadırlardan ağaç ve taştan yapılma evlere kadar genişleyen; insanın yatıp kalktığı, kötü havalardan, yırtıcı hayvanlardan, baskınlardan korunduğu, işinin dışında barındığı yer.
- Housing.
- House.
- Domicil.
- Domicile.
- Residence.
- Abode.
konut açığı
- Konut birimleri sayısının, konut gereksinmesi duyan ev halkı birimlerinin istemde bulundukları konut birimlerinin sayısından az olması durumu.
- Housing deficit.
- Déficit du patrimoine immobilier
yörekent
- Büyük kentlerin yakın çevresine dağılmış, kent özeğine düzenli ve çeşitli ulaşım yollarıyla bağlı, kimi işleyimlerin kurulmuş olduğu ya da daha çok evlerin toplandığı yerleşmelere verilen ad.
- Outer suburbs.
- Banlieue